Tiroid Hastalıkları
Tiroid bezesi endokrin salgı organı olup, boynun her iki yanında yumurta büyüklüğünde bulunan bir bezedir. Vücudumuza tiroksin hormonu salgılayarak görev yapmaktadır. Beyin hipotalamus bölümünden hipofize emir gelmekte, hipofiz tiroide, tiroid uyarıcı hormonu aracılığıyla uyarı yaparak çalışmasını düzenlemektedir. Bu çalışma “Negatif Feedback” mekanizması ile olmaktadır. Tiroid hormonu vücutta metabolizmayı düzenlemekte yağ, protein, karbonhidrat metabolizmasını düzenlemekte ve aynı zamanda büyüme hormonu üzerinde etkileri olmaktadır.
Tiroid Hastalıkları Başlıca 3 Gruba Ayrılır:
1-) Hipotiroid dediğimiz iyot eksikliğine bağlı Tembel Guatr
Hipotiroid’te Hastanın Şikayetleri: Kilo verememe veya kilo alma, saç dökülmesi, cilt kuruluğu, cilt kuruluğuna bağlı kaşıntılar, adet düzensizliği veya hiç adet görememe, konsantrasyon bozukluğu ve dikkat dağınıklığı gibi şikayetlerle gelirler.
2-) Hipertiroid dediğimiz hızlı çalışan iyot fazlalığına bağlı guatr hastalığı:
Hipertiroid’te Hastanın Şikayetleri: Çarpıntı, ellerde titreme, aşırı heyecan hali, bağırsak hareketlerinde artış, gözlerde ileri dönemlerde dışarı fırlama ve göz etrafında ödem, sinirlilik yakınmalarıyla gelirler.
3-) Tiroid Kanseri:
Tiroid kanserinin ise ne yazık ki başlıca bir şikayeti yoktur. Ancak kişi kendisi aynada boyundaki anormal değişimi ve şişliği farkederek veya başkaları tarafından boynundaki şişlik için uyarılır ve doktora gelir.
Hipotiroid’in ve bütün bu hastalıklarının tanısında, kan tetkikleri önemli yer tutar. Kan tetkiklerinde sadece serbest T4 ve TSA’ya (Total Sialik Asit) bakmak yeterlidir. Başta tüm tiroid hormonlarına bakılabilir ancak takip döneminde serbest T4 ve TSA ile ve özellikle Tiroid ultrasonuyla takip etmek önemlidir. Tiroid hastalıklarında multinodüler guatrlar çok önemli yer tutmaktadır. Multinodüler guatrların takibiyle tiroid ultrasonunun ve sintigrafinin önemli bir yeri vardır. Nodüller eğer 2 cm’nin üzerindeyse bunların kötüye dönme riski çok yüksek olacağından sintigrafi yapılarak sıcak nodül veya soğuk nodül olup olmadığına karar verilir. Soğuk nodül ise, ince iğne aspilikasyon biyopsisi ile malignite olup olmadığını araştırmak en çok kullanılan yöntemlerden birisidir. Ancak hekim kararına göre 2 cm’in üzerinde olan nodüller cerrahi olarak da çıkartılıp, hasta riskten kurtarılabilir.