Sedef Hastalığı
SEDEF HASTALIĞI Sık rastlanan ve kırmızı, kalınlaşmış, pul pul dökülen bir deri ile kendini belirleyen bir deri hastalıklarından biridir. Çoğu kez dirseklerde, dizlerde ve saçlı deride görülür, başka yerlerde de bulunabilir. Birçok çeşidi vardır ve belirtiler her zaman değişiklik gösterebilir. Tedavide taşkömürü katranı preparatları yararlıdır, ancak steroidli kremler ve sitotoksik Kemoterapi uygulanması gerekebilir. Hastalarda genellikle Eklem İltihabı da vardır.
İçindekiler
SEDEF HASTALIĞI NEDİR?
Psoriasis ismiyle de bilinen sedef, rahatsızlığın olduğu kısımda kızarma biçiminde kendisini göstererek, ara sıra meydana gelen, kalıcı cilt hastalıklarındandır. Derinin üst kısmının kalınlaşarak, büyümesi sonucunda sedefin renginde kabuklaşma olur. Deri bir iki gün içerisinde kendisini yeniler. Derinin üst kısmında ölen hücre tabakasında artma olur.
Bedenin her kısmında belirtisi olsa da, en çok dirsek, diz, saç derisi, belde ve de tırnakta meydana gelir. Kimi hastada şiddetsiz, kimisinde de ağır seyretmektedir. Bedenin hemen her kısmında sedef kızarıklığı ile kabukları olabilir. Tedavisi mümkün olan bir rahatsızlıktır. Halkın yaklaşık %2’ sinde rastlanır. Buda rahatsızlığın çok fazla olduğunun göstergesidir. Gençken meydana gelmesinin olasılığı yüksektir. Ailenizde bu rahatsızlığın var olması, sedef rahatsızlığına yakalanmanın olasılığını arttırmaktadır. Birde sedef, mikrobik bir rahatsızlık değildir ve de bulaşıcılığı yoktur.
SEDEF HASTALIĞININ SEBEPLERİ VE TETİKLEYİCİLERİ
Rahatsızlığın, net olarak nedeni bilinmediği gibi, beyaz kan hücrelerinin normal olmamasının neticesinde oluştuğu düşünülüyor. İltihaplanma olur ve de deride döküntü olur. Deride oluşan kesikler, kaşıntı, fazla güneşte yanma neticesinde meydana gelebilir. Rahatsızlık mikrobik ve de açık yara biçiminde değildir. Öbür kişilere bulaşıp, onlarda herhangi bir probleme yol açmaz.
Yaralanma, tramva, kimi rahatsızlıklar( eklemlerdeki romatizmalar, mikrobik rahatsızlıklar, boğazlarda enfeksiyon) ve de kanser şeklindeki rahatsızlıklarda kullanılmakta olan bağışıklığı azaltmakta olan hapların kullanılması sedefin tehlikesini arttırmaktadır. Genellikle de streptokok türündeki bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonların neticesinde meydana gelmektedir. Bunlardan başka streste mühim bir faktörüdür. Şok, psikolojik rahatsızlıklar sedef rahatsızlığının şiddetinin artmasına sebep olur. Sedef rahatsızlığının meydana gelmesi ve ya şiddetini arttırmasında kimi haplar önemli rol oynarlar. Birde kalsiyumun az olması, hormon problemleri sedef rahatsızlığının ortaya çıkmasında etki göstermektedir.
SEDEF HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Sedef rahatsızlığının farklı tipleri bulunmaktadır. Sedeflerin her biri birbirisinin aynı olmamaktadır. Çocukta, erişkinde, yaşlı kişilerde farklı özellik göstermektedir. Çocukta kırmızı renkte, kepek şeklinde belirtisi olur. Erişkinlerdeyse rahatsızlığın tüm belirtileri görülmektedir. Kabarmalar git, gide genişleme yapar ve de kabuklanma meydana gelir. Yaşlı kişilerde büyük çaplı belirti olur. Deride kalınlaşma vardır.
Deri; sınırı belirli, pembe bir plak, yüzeyi gümüş renkli kabarcık şeklindedir. Oluşum kuru olur ve de kazınır ise kanama yapar. Eli deriye sürtünce toz haline gelir. Önceden bahsettiğimiz kısımlarda sıkça oluşur. Tırnağın yüzeyinde ufak çukurlaşma olur ve de tırnak yatağından ayrılma yapar. Tırnakta kalınlaşma ve ya değişim olur. Sararmada olabilir. Tedavisi basit olmaz.
Birde, kasıkta, koltuk altlarında, genital kısımda rahatsızlık oluşabilir. Sedef rahatsızlığı olan kişilerde, eklem iltihabı probleminin de oluşması olasılığı fazladır. Kimi kişilerde bu iltihap, hareketlerinde kısıtlama da yapabilir. Yani eklem ağrıları şikayetler içerisinde yer alır. Guttat sedef rahatsızlığı; deri üzerinde ufak, kırmızı renkli ve de kabuk şeklinde kabarcıklar meydana gelir. Boğazların iltihaplanmasının ardından olması neden çocuklarda olduğunu açıklamaktadır.
SEDEF HASTALIĞI TANISI / TEŞHİSİ
Tanısının konulabilmesi için ilk olarak cilt hastalıkları uzmanının muayenesi gereklidir. Yapılacak fiziki muayeneyle rahatsızlığın teşhisi konur. Rahatsızlığın ender olarak tanısının konulması ozr olabilir. Böyle hallerde deriden parçanın alınmasıyla yapılacak incelemeler neticesinde tanısı konulmaktadır. Genellikle kan testleri yapılmamaktadır.
Rahatsızlığın şiddeti, seyredişi, görüldüğü kısım rahatsızlığın çeşidi ve de yapılacak tedavinin biçimi için yol göstericidir. Uygun tedavinin yapılması ile kontrol altına alınsa bile kronik bir rahatsızlıktır ve de hasta kişinin yaşantısını etkilemektedir.
SEDEF TEDAVİSİ
İlk olarak tedavisinin nasıl yapılacağının kararı verilmelidir. Hasta kişinin yaşı, yaşam stili, rahatsızlığın seyredişi ve de şiddeti göz önüne alınmalıdır. Bu rahatsızlığın tedavisinde hedef; deri döküntülerine engel olmak ve de iltihabın oluşmasını azaltmaktır. Kullanılacak olan losyon ile krem, kaşıntı ile derideki kabarıklıkların yok edilmesini amaçlamaktadır. Birde hekiminiz, derinin üstüne sürebileceğiniz ilaçlar verir. Buna kati olarak uymalısınız. Gerekli görürse bu ilaçların yanında fototerapi denilmekte olan güneş ışığı kullanılır. Bunları hastane ortamında hekim kontrolü altında yapmalısınız. Aksi halde güneş ışığının çoğu zarar verir ve de rahatsızlığın şiddetini arttırır.
IŞIK TEDAVİSİ
Sedef rahatsızlığında bölgesel ışık tedavisi uygulanır. Yalnızca sedefin olduğu kısma yapılır ve de bu sayede derinin diğer kısımlarında olabilecek yan etkileri ortadan kaldırır. Rahatsızların çoğunluğu tedaviye dirençlidir ama sedefinin sayısı azdır. Bu rahatsızlıkta kullanılmakta olan ışık, ultraviole B. Bu yol çoğu rahatsız kişide etkili olur ve de başarılı neticeler verir. İlaçla ve ya kremle olan tedavi yapılıp bırakılırsa rahatsızlık yeniden tekrarlar.
Bölgesel ışık tedavisi uygulanırken sedef olan kısma 1-2 dakika ultraviole B verilir. Bu yöntem uygulanırken ilaç kullanmaya gerek olmaz, ama iyileşmenin hızlanması için kimi zaman krem ve ya orak yolla alınabilecek ilaçlar beraberinde kullanılabilir. Seansın sayısı insandan, insana değişeceği gibi hemen, hemen 8 ila 10 sefer uygulanmaktadır. Tedavinin ardından uygulanan yerde kızarma olsa bile hasta günlük hayatını sürdürebilir. Son senelerde Avrupa’ da oldukça fazla kullanılmakta olan bir yöntemdir.
BAŞKA BİR KAYNAK:
Sedef Hastalığı Nedir Nasıl Belirti Verir?
Sedef hastalığı aslında çok değişik deri belirtileriyle ortaya çıkmakla birlikte en klasik yerlerde ortaya çıkabilir. Diz ve dirseklerde bazen sadece diz bazen sadece dirsekte çıkabilir. Kırmızı, üzeri daha kalın daha yapışık kepekli ve kepeklerin rengi nedeniyle sedefimsi olmasından dolayı sedef ismini kullanıyoruz. Özellikle diz ve dirsekte sık gördüğümüz bir hastalık. Saçlı derilerde de çok sık yerleşir ama buralarda bazen egzamayla karıştırılabiliyor. Enteresan olarak yüzde çok nadir görülür bazen hiç görülmez. Gövde yerleşimi, kalçalar, kuyruk sokumu bölgesinde kırmızı, üzeri kalınca beyaz kepekli olabiliyor. Sedefin şiddeti kabuğun kalınlığı ile ilişkilidir ve tabi sedef döküntülerinin yaygınlığıyla. Aslında toplumda çokta seyrek görülen bir hastalık değil sedef hastalığı, yüz kişiden bir ya da üçünde görüyoruz bu hastalığı. Kişilerin bazılarının önemsemediği, bazılarının çok önemsediği ama aslında o kadar da seyrek görülen bir hastalık değildir. Asıl sedef hastalığını daha hastalık gibi algılatan daha yaygın olandır. Çünkü görünüşümüzü daha çok etkiliyor ve kaşıntı çok sık görülen bir belirti değildir. Bu hastalıkta belki daha sonra kabukların görülmesi ile psikolojik olarak kaşıntı hissi olabiliyor ama bazıları da kaşınabiliyor. Genel klasik öğretide sedef hastalığı kaşıntısız bir hastalık olarak bilinmektedir.
Sedef Hastalığının Tamamen Ortadan Kalkması Mümkün Müdür?
Sedef hastalığını aynen yüksek tansiyon hastalığı gibi kesinlikle ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ama bazı tedavilerle kontrol altına almak mümkündür. Sedefin tipine göre değişir. Eğer hafif bir sedefse sürülecek ilaçlarla kontrol altına alınabilir ama eklemleri tutan ya da vücudun daha geniş kısımlarını tutan sedefte hap tedavileri tercih edilebilir. Hastane ortamında yapılan tedaviler sedefte güzel sonuç verebilir. Son dönemde kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar sedef hastalığında da kullanılıyor tabi daha düşük dozlarda bunlarda da çok güzel sonuçlar alınır. Ama öncelikle hastayı doğru seçmek gerekir. Çünkü her hastada aynı yöntem sonuç değildir. Bazılarında daha yalın daha basit tedaviler seçmek gerekirken bazılarında daha zor daha karmaşık yan etkileri fazla tedavileri tercih etmek gerekebilir.