Parfümleri çok iyi muhafaza etmemiz lazım. Çünkü çok kısıtlı miktarda bir sıvıya az sayılmayacak bir para veriyoruz. Ancak şunu da unutmamamız lazım ki bu parfümler bize kutuları içinde geliyorlar. Dolayısıyla kutunun da sadece satışı kolaylaştırmanın dışında bir fonksiyonu var. Parfümün birinci düşmanı ısı, ikinci düşmanı ışıktır. Bu ikisi parfümün yapısını durduk yerde bozabiliyor. Dolayısıyla ışık almayan ve çok da sıcak olmayan bir yerde muhafaza etmemizde fayda var. Kutu da buna yardımcı oluyor. Yani direkt şişe olarak değil de kutusuyla saklamayı tercih etmemiz lazım. Serin bir yer derken kullanmaya başladıktan bir süre sonra bunu fark edip parfümün yerini değiştirmek de doğru değildir. Nispeten daha sıcak bir yerde duruyorsa ben bunu serin bir yerde muhafaza etmeliyim deyip yerini değiştirdiğiniz zaman bu sefer üzerine oturmuş olduğu o ısı tabanını da değiştirmiş oluyorsunuz. O da çok doğru değil. Alır almaz serin ve ışıktan uzak bir yerde muhafaza etmek lazım. Ancak parfümü kullanmaya başladığımız zaman da aslında onun sonunu da başlatmış oluyoruz. Bunun da farkında olmamız lazım. Çünkü biz parfümü sıktıkça şişenin içinde oluşan boşluğa hava doluyor ve o hava da alttaki kokulu sıvıyı okside ediyor. Dolayısıyla ne yaparsak yapalım parfümlerin de bir kullanım ömrü vardır. Hiçbir parfüm de sonsuza kadar dayanmaz. Eğer çok düzgün koşullarda saklanırsa maksimum 1.5 sene belki bazı parfümlerde formülün yapısına bağlı olarak kullanım süresini iki seneye kadar uzatabiliriz. İlk kullanmaya başladığımız andan beri bu kronometre çalışmaya başlıyor.
Parfum perfumum kelimesinden geliyor. Dumanla yükselen, dumanda ısıyla beraber yükseliyor. Dolayısıyla ısının en fazla olduğu yerler koku moleküllerinin havaya daha rahat karıştığı yerlerdir. Bunları da nabız noktaları diye belirtebiliriz. Nabız noktaları derken birden fazla nabız noktamız vardır. Bayanlar için etek giydikleri zaman dizlerinin arkası da bir nabız noktasıdır. Bu nokta çok doğru bir tercihtir. Çünkü yukarıya doğru hafifleyerek çıkan bir koku çok da fazla rahatsız edici olmaz. İkincisi; o kokuyla beraber yüründüğü zaman arkanızda kokulu bir iz bırakmış olursunuz.
Nabız noktası deyince burada ilk akla gelen diz arkası değil bileklerimizin içi oluyor. Ama bileklerimizin içine parfüm sıkarken de o bilekte bir metal aksesuar, deri kayışlı bir saat gibi bir şey kullanmamaya dikkat etmek lazım. Çünkü onların kokuları da parfümün kokusuna karışabilir ve algıyı bir şekilde etkileyebilir. Nereye sıkarsak sıkalım nemli bir ortam kokuyu çok daha rahat karıştıracaktır. Vücudu hafif nemlendirdikten sonra parfüm sürmek elbette kalıcılığı ve hissedilirliği açısından önemli bir adım olacaktır. Saç bölgelerine yakın bölgelere parfüm sıkmak doğru bir şeydir.
