Multipl Sklerozun (MS) Neden Olur?
Multipl skleroz, otoimmün denilen bağışıklık sistemiyle ilişkili bir hastalıktır. Bağışıklık sistemi hücreleri, kendi sinir kılıflarına karşı saldırıya geçerler. Bu saldırıyı neyin başlattığı tam olarak bilinmemektedir. Genetik ve çevresel nedenlerin bir arada MS hastalığını başlattığı düşünülmektedir. Soğuk ılıman iklim kuşağında, kuzey avrupa ülkelerinde, açık tenli kişilerde, kadınlarda multipl skleroz daha sık görülmektedir.
İçindekiler
Multipl Sklerozun Belirtileri Nelerdir?
MS atakları sırasında beyinde ve omurilikte plaklar oluşur. Plakların oluştuğu yere göre de semptomlar meydana gelir. Örneğin beyinde motor alanlarında oluşan bir plak aynı tarafta kol ve bacakta güçsüzlük oluşturabilir. Yine aynı tarafta kol ve bacakta bir uyuşma, karıncalanma bir MS semptomu olabilir. Göz sinirini özellikle sever MS hastalığı ve ani görme bulanıklığı, ani görme kaybı genellikle MS’in ilk bulgularından biridir. Denge bozukluğu, konuşma bozukluğu yine MS bulguları arasında sayılır. Multipl skleroz semptomlarının çoğunlukla özelliği ataklar sırasında bu nörolojik kayıpların oluşup bir süre sonra iyileşmesidir. Genel olarak MS hastalarının çoğunda bulgular, bozulmalar ve iyileşmeler şeklinde seyrederken az da olsa bir grup hastada ataklar iyileşme olmadan sürekli devam eder.
Multipl Skleroz Tanısı Nasıl Konur?
MS hastalığında klinik, elektrofizyolojik, beyin omurilik sıvısı incelemeleri ve MR yardımı ile tanı konulur. Beyine ve omuriliğe yönelik MR, MS plaklarını göstermede oldukça hassastır ve MS tanısı için mutlaka yapılması gereken incelemelerdir. Multipl skleroz hastalığı tek bir hastalık değildir. Herkeste farklı farklı seyredebilir. Klinik bulguların takibi, elektrofizyolojik incelemelerin takibi ve bazı hastalarda da MR takibi gerekebilir.
Multipl Skleroz Nasıl Tedavi Edilir?
Multipl sklerozda tedavi atak tedavisi ve atak önleyici tedavi olmak üzere ikiye ayrılır. Genel olarak atak tedavileri yüksek doz kortizon içerir. Ataklar sırasında oluşan, nörolojik fonksiyon kaybını geri döndürmeye yönelik ya da bu fonksiyon kaybını azaltmaya yönelik tedavilerdir. Atak önleyici tedavi ise temel tedavisini oluşturur. Atakların daha az sıklıkla oluşmasını, gelmesini önleyen tedavilerdir. Bunlar daha çok bağışıklık sistemini düzenleyici tedavilerdir. Yeni çıkan bir kaç ilaç dışında genel olarak hastalar, enjeksiyon formunda kendilerinin yaptığı enjeksiyonlar şeklinde tedavilerine devam ederler.