Tinnitus bilinen adıyla çınlama, toplumda hemen hemen her on kişiden birinde gözlenen bir durumdur. Bunun altında yatan nedenler, bazen fizyolojik hastalıklara bağlı olabiliyor. Orta kulaktaki kirlerden tutun, orta kulak patolojileri, iç kulak patolojileri, işitme kaybı ve hatta beyindeki tümörlere varana kadar pek çok sebep çınlamayı ortaya çıkarabiliyor. Ancak kimi durumlarda çınlamanın altta yatan her hangi bir fizyolojik nedene bağlı olmadan da ortaya çıktığı görülebiliyor. Bütün tetkikler normal olduğu durumlarda, işitme kaybının olmadığı durumlarda da pek çok kişi çınlamadan şikayetçi olabiliyor. Kişiler çınlamayı uğultu, rüzgar sesi, su sesi gibi çok değişik şekillerde tarifleyebiliyorlar. Bu tür durumlarda doktorlar, işitme sisteminde iletişimi sağlayan nöronların arasındaki aktivitenin artışı olarak, çınlamanın bundan kaynaklı olduğunu belirtiyorlar. Nedenlerini bulduktan sonra eğer altta yatan fizyolojik patoloji yok ise doktorların çınlamayı ele alış biçimi değişir.
Bir kaç yıl öncesine kadar toplumumuz da ne yazık ki bu tür durumlarda bunun çaresi yok, bununla arkadaş olmayı öğreneceksin şeklinde hastalar yarıda kalıyordu. Tedavi edilmeleri çok zor oluyordu ya da tedavi edilemiyordu.
Son yıllarda yurt dışında özellikle, ağırlıklı yapılan çalışmalarda çınlamanın nedeninin ortaya konması ve bu nedenlere bağlı olarak da çınlamanın tedavi edilmesi konusunda bir hayli adımlar atılmış durumda.
Ülkemizde de bu tür çalışmalar daha çok emekleme döneminde olmakla beraber, yeni yeni başladı, özellikle çınlama konusunda uzmanlaşmış olan kişiler veya kliniklerce hiç bir şikayeti olmayan, fakat sadece çınlamadan şikayeti olan, altta yatan fizyolojik bir hastalığa bağlı olmaksızın, çınlamadan şikayetçi olan kişiler ele alınıyor. Bu tür durumlarda doktorlar hastaların öncelikle detaylı olarak hikayesini alıyorlar, çınlamanın ne zamanlar olduğunu ortaya koyuyorlar ki genelde hastaların şikayeti sessiz ortamlarda ve uykuya dalarken çıkmaktadır. Bunun dışında hangi frekanslarda, hangi şiddette çınlama var onları buluyorlar. Bu tanılar ve ön tetkikler ortaya konduktan sonra, hastalar bireysel olarak ele alınıyor ve kendi hastalık grubuna, şiddetine, durumuna göre, değişik tedavi süreçlerinden geçiyor. Bu karşılıklı bilgilendirme sürecinden başlayarak ses tedavileri, terepötik süreçler ve hatta cihaz kullanımına, işitme cihazının yanı sıra, işitme kaybı olmasa dahi bir takım özel cihazlarla çınlamanın, ses jeneratörleri denilen cihazlarla ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar oluyor. Bu tür durumların yanı sıra, aynı zamanda bu hastalarda yüksek seslere karşı bir rahatsızlık durumu da çok sık görülmektedir. Öncelikle bu durum tedavi altına alınıyor sonrasında kulak çınlaması şikayeti tedavi ediliyor.
