Bağışıklık sistemini güçlendiren tek bir mucizevi bir besin bulmak çok zor. Kendisi sistem olarak çok karmaşık bir yapıya bağlı olduğu için farklı mekanizmalarla güçlendirilmesi gerekir. Öncelikli olarak bağışıklık sistemi için en gereken vitaminler A,C,E vitaminleridir. Selenyum, çinko gibi minerallerde vücudumuzun bağışıklık sisteminin çalışma hızını sinerjik etkiyle daha da güçlendirdiği için vazgeçilmezdir. Doğada çok kolay bulunan fakat besin hazırlamalarında yapılan bazı besin hazırlamalarında yapılan çok önemli gruplardır.
A vitamini vücudun en temel bağışıklık hücrelerinin oluşumunda etkili olduğu için mutlaka düzenli olarak her gün alınması gerekir. Kırmızı et sakatat ürünlerinde beta karotinin A vitaminine dönme özelliğinden de turuncu, sarı yapraklı, kök bütün sebzelerde vardır. Buğday ve yulafta çok iyi kaynaklarıdır.
C vitamini hepimizin bildiği bağışıklığın en büyük koruyucusudur. Bu yüzden salatalarınıza bol limon sıkmak ya da fayda vardır. Turunçgiller gibi nar, kivi gibi kış meyveleri özellikle kışın fazlaca tüketmek çok önemlidir.
E vitamini ise daha çok yağlı tohumlarda bulunur. Fındık, ceviz, badem gibi. Hücre duvarlarını koruduğu için bağışıklığın kalelerini çok daha güçlü bir şekilde korumamıza yardımcı olur.
Çinko vücudun bağışıklık sistemini koruyan A vitamini Aynı zamanda iyi bir iltihap gidericidir. Bağışıklığın sistemini güçlendirmek için, mutlaka deniz ürünlerinden, sakatatlardan ve kırmızı etten karşılanması gereken önemli bir gruptur. Bunların içerisinde aslında bizim en çok faydalanmamız gereken selenyumdur. Zira antioksidanlar dediğimiz vücudu dışarıdaki hasarlara karşı koruyacak en önemli aktör selenyumdur. Peroksidaz enziminin faaliyetlerinden sorumlu olduğu için selenyum tüm diğer A,C vitaminleri ve çinkoya yardımıyla aldığımız besinlerin daha iyi kullanılıp bağışıklığımızın güçlendirilmesinde fayda sağlar.
Prebiyotik ve probiyotik dediğimiz bağırsak florasını güçlendiren bazı besin grupları vardır. Aslında besin grubu demek yanlış ama bu kadar önemli oldukları için besin grubu diyebilecek kadar da hayatımıza girmişler. Şuan da yoğurt ürünleri, kefir, turşu ve boza da çok rahatlıkla bulabileceğimiz prebiyotikler ya da probiyotik dediğimiz dışarıda hazır olarak marketlerde bulabileceğimiz ürünleri muhakkak hayatımızda çoğunlukla bulundurmakta fayda var.
