Adet öncesi sendrom özellikle doğurganlık çağındaki kadınların hemen hemen yarısını ilgilendiren bir sıkıntıdır. Bu sosyal hayata iş hayatına da yansıyabilir. Kısaca tanımlamak gerekirse adet başlamadan bir hafta öncesinde başlayan bir sinirlilik hali, bir duygu durum bozukluğu, şişkinlik, kasıklarda bazen ağrı, dışkılama alışkanlığında değişiklikler, uyku hissi, yorgunluk hissi ve git gide artan bir gerginlik sinirlilik söz konusu olabilir. Bu adet döneminde de bir miktar devam eder sonrasında yavaş, yavaş azalır. Takriben kadının bir aylık sürecinin yarısını bu, adet öncesi sendrom tamamiyle doldurabilir. Bu da kadının otomatikman sosyal hayatını, arkadaş çevresini, iş hayatını, her şeyini etkileyebilir. Özellikle genç hanımlar da sıklıkla görülür adet öncesi sendromu. Menopoza yaklaştıkça bu sendromun sıklığının giderek azaldığı saptanmıştır. Bunu azaltmak için doktorların önerdiği çeşitli tedavi yöntemleri vardır.
En önce doğru teşhis gerekir en ufak bir gerginliği adet öncesi sendrom olarak tanımlanmıyor. Birkaç parametre burada göz önünde bulundurup ona göre tanı koymak lazım. Bunu mutlaka adetten adete periyodik olarak görülüyor olması lazım üç ay en azından peş peşe bunu hastanın yaşıyor olması gerekiyor. Altta yatan psikiyatrik bir sorun ya da fizyolojik bir probleminde bulunmaması gerekiyor. Doktor kontrolünde bunlar saptandıktan sonra hastaya çeşitli tedavi önerileri sunulabilir. Bunların arasında yaşam şeklinin değişikliğinden, cerrahi müdahalelere kadar gidebilen çok geniş bir spekturum vardır. Çok eski zamanlarda çok sıkıntılı vakalar da özellikle rahmi yumurtalığının alınmasına kadar giden bir tedavi seçeneği sunulmuştur. Tabi bunlar artık terk edilmiş olgular ama hastanın sosyal hayatın düzeltilmesi gıda alımının değiştirilmesi, spora teşvik edilmesi, iş hayatının düzenlenmesi bazen hormonal destek dediğimiz ilaç tedavileri hastanın bu gibi şikayetinin yavaş, yavaş azaltılmasını sağlayabilir.
Adet döneminde çoğunlukla migren tetikleniyor. Bazen kişiler, sadece adet döneminde migren ağrısının deneyimini yaşarlar. Bazı kadınlar ise, hem adet döneminde, hem de adet dışında, da bu ağrıyı yaşarlar. Hormonların genellikle baskılandığı dönemdir adet dönemi başlangıcı. Bu ani baskılanmaya, bazı kişiler hassasiyet gösterir ve migren ağrıları tetiklenir. Doktorlar, ağrıların gününü çoğu zaman saptayabiliyor. Hastaların adetin kaçıncı günü veya öncesinde mi, sonrasında mı, olduğunu çoğu zaman biliyorlar. Öncesinde düzenli bir tedavi başlayıp, adet döneminde sürdürüp, o ağrıyı kontrol edebiliyorlar. Önemli olan hastanın, ağrısının nasıl ortaya çıktığı ve doktorla hastanın işbirliği yaparak ağrısını kontrol altına alması gereklidir.
