Yaşlanmanın Cildimize Etkisi
İçindekiler
Yaşlılığın Cilt Üzerindeki Etkisi Hakkında
Yaşlanmanın en belirgin ve gözle görülür belirtileri; saçlardaki ağarmalar ve ciltteki değişikliktir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte ciltte sarkmalar ve kırışıklıklar meydana gelir. Cildin içindeki yağı kaybetmesiyle birlikte; deri incelir ve eski hali gibi dolgun ve pürüzsüz gözükmez. Damarlar ve kemikler daha rahat görünebilir bir hal alır. Vücudun herhangi bir yerinde oluşan; çizik, darbe yada kesiklerin iyileşmesi daha uzun süre alabilir. Gençken yapılan güneş banyoları, yaş ilerleyince bronzlaşmanın yanı sıra; vücutta kuruluk, ciltte leke ve kırışıklıklara neden olabilmektedir. Hatta daha ilerleyen safhalarda kansere bile neden olabilmektedir.
Cildin, vücutta üstlendiği pek çok görev vardır. Cilt en temel olarak, vücudumuzu dış ortamın etkilerinden korumaktadır. Vücut ısımızı korumaya yardımcı olur, dokunma, ağrı ve basınç gibi duyguları hissetmemizi sağlayan sinir reseptörleri de, derimizde yer almaktadır. Tüm bunların yanında derimiz; vücudun sıvı ve elektolit dengesini korumakta önemli bir görev üstlenmektedir.
Cilt, üzerinde birçok katman olmakla birlikte temelde 3 ana kısma ayrılarak incelenebilir.
1 – Dış Kısım (Epidermis): Bu kısım deri hücrelerinde protein ve pigmentler içermektedir.
2 – Orta Kısım (Dermis): Kan damarları, sinirler, yağ bezeleri ve kıl foliküllerinin bulunduğu kısımdır. Bu kısım, epidermise gerekli olan besinleri sağlamaktadır.
3 – Dermisin Altındaki Kısım: Bu kısımda ise; ter bezleri, kan damarları, bazı kıl folikülleri ve yağ içeren deri altı tabaka bulunmaktadır.
Her bir tabaka, derinin esnekliğini ve dayanıklılığını arttırmak üzere kallojen lifleri ile birlikte, bağ dokusu içermektedir. Yaşlanma sonucu cildin dış deri tabakası (epidermis) , hücre tabakalarının sayısı değişmez fakat yapı olarak incelir.
Bağ dokusunda yaşanan değişiklikler sonucu, cilt elastikiyetini ve gücünü kaybeder. Özellikle yaşamının büyük kısmını açık havada geçirenlerde ve daha çok denizcilerde bu durum yaşanmaktadır.
Yaşlanmayla birlikte, pigment içeren hücrelerin ‘melanosit’ sayısı azalma gösterir. Bununla berber geride kalan melanositlerin boyutları artmaktadır. Deri incelir ve daha soluk ve saydam bir görüntüye sahip olunur.
Deri altındaki yağ tabakasının incelmesi sonucu; vücudun yalıtım ve dolgu yeteneği azalarak incelir. Böylece yaralanma riski artar ve vücut ısısını koruma yeteneği azalır.
Yağ tabakasında oluşan değişikliklerin sonucu olarak, ter bezleri daha az ter üretir. Sıcak havalarda vücudun kendisini serinletmesi zorlaşır ve dolayısıyla sıcak çarpması riski artar.
Yaşlı nitelikte olan deri, genç deriye göre kendisini daha uzun süreçte onarır. Yara iyileşme süresi, 4 kata kadar daha yavaş gerçekleşebilmektedir.
Kuru Cilt ve Kaşıntı
Yaşlı kişilerde; bacaklarının alt kısımlarında, dirsek ve kolların alt kısımlarında cilt kuruluğu görülmektedir. Kuru cilt; pürüzlü ve pullu bir yapı oluşturur. Kuru cildin oluşması için aşağıda birçok neden sıralanmaktadır.
Yeterli miktarda sıvı tüketmemek,
Güneşte uzun süre kalmak,
Çok kuru havada bulunmak,
Sigara tüketimi,
Stres altında yaşamak.
Yaşlanmanın sonuçlarından birisi olarak, ciltteki yağ ve ter bezlerinin kaybedilir. Erkeklerde yağ bezelerinin kaybı daha az hissedilmektedir. Kadınlarda özellikle menopoz dönemi sonrası erkeklerde ise 80 yaşından sonra yağ üretimi azalmaya başlar. Bu durumda cildin kurumasına ve ciltte kaşıntı oluşmasına sebebiyet vermektedir.
Diyabet ve böbrek rahatsızlıkları da kuru bir cilde sahip olunmasına neden olabilmektedir. Aşırı sabun ve parfüm kullanımı yada çok sıcak suyla yapılan banyolar, cildin kuruluğunu daha kötü bir hale dönüştürmektedir.
Yaşlı insanlarda cilt, oldukça incelmiş olduğundan, kaşıma sonuçları enfeksiyon ve kanamaya sebebiyet verebilmektedir. Bununla birlikte; basınç, titreşim, ısı ve dokunma duyularının yeteneği azalabilir. Cildin yaralanma riski artar. Çok kuru olan ciltte kaşınma ortaya çıktığı zaman, doktora görünmekte fayda vardır.
Losyon, merhem, krem yada benzeri nemlendiricilerin günlük olarak kullanılmasıyla; kuru ve kaşıntılı olan cilt rahatlatılır. Daha az banyo yapılması ve hafif etkili sabunların tercih edilmesi, cildin kendini toparlamasına yardımcı olmaktadır. Ilık ısıdaki suyla yapılan banyo, sıcak suya göre cildi daha az kurutmaktadır. Suya banyo yağı ilave etmek gibi tehlikeli yöntemler, küveti kayganlaştırır ve sakatlıklara sebebiyet verebilir.
Vücutta Oluşan Çürükler
Yaşlanmanın etkisiyle, dermis kısmındaki kan damarları daha kırılgan bir hal almaktadır. Bu durumda; deri altında kanama, morarma ve çürüklere yol açmaktadır.
Yaşlı kişilerde, gençlere oranla daha kolay çürümeler oluşmaktadır ve bu oluşan çürüklerin iyileşme süresi daha uzun bir zaman almaktadır. Şayet vücutta, özellikle giysilerle kapatılmış olan alanlarda sebepsiz yere çürümeler oluşuyorsa mutlaka bir doktora görünmelidir.
Ciltteki Kırışıklıklar
Yaş ilerledikçe ciltte kırışmalar oluşmaya başlayacaktır. Güneş kaynaklı ultraviyole (UV) ışınları, cildin elastikiyetini azaltmaktadır. Yerçekimi etkisi de, ciltte sarkma ve kırışıklıkların oluşmasına etki etmektedir. Sigara kullanımı gibi kötü alışkanlıklardan uzak durulması gerekmektedir.
Kırışıklıkları giderme konusunda, pek çok yöntem ve piyasada iddialı ürünler bulunmaktadır. Fakat hepsi güvenilir değildir. Bazı yöntemlerin uygulanması aşamasında ağrılar yaşanabilmekte hatta sağlık açısından tehdit bile oluşturabilmektedir. Bu yüzden, bu gibi yöntemler uygulanacaksa mutlaka doktor kontrolünde yapılmalıdır. Kırışıklıklar hakkında duyulan endişelerde bir dermatoloğa danışmakta fayda vardır.
Yaşlılık Lekeleri ve Et Benlerinin Tedavisi
Eski ismiyle ‘karaciğer lekeleri’ olarak adlandırılan yaşlılık lekeleri, çoğunlukla güneş ışınlarına uzun süre maruz kalmanın sonucu olarak ve yıllarla birlikte vücutta oluşan büyük pigmentli, düz ve kahverengi yapıdaki lekelerdir. Bu lekeler, çillerden daha büyük yapıda olup çoğunlukla; el, yüz, kol, sırt ve ayaklarda görülmektedir. Yaşlılık lekeleri, zararsız yapıda olan lekelerdir. Şayet görüntü itibariyle rahatsızlık veriyorsa bir dermatoloğa danışılabilir. Ayrıca, güneş kremi kullanılarak güneşin sebep olduğu hasarların önüne geçilebilir.
Et benleri, kabarık yüzeyli ve genellikle et renginde olan küçük renkli oluşumlardır. Bu oluşumlar, özellikle kadınlarda yaşlandıkça yaygınlaşmaktadır. Çoğunlukla göz kapağı, göğüs, boyun ve kasık gibi kıvrımlı kısımlarda oluşmaktadır. Et benleri zararsız olmakla birlikte, kolaylıkla tahriş olabilirler. Et benleri, kişiyi rahatsız eden bir durum teşkil ediyorsa bir doktora görünmekte fayda vardır.
Cilt kanserinin temel sebebi, güneştir. Güneş lambaları ve bronzlaşma kabinleri, cilt kanserine sebep olabilir. Cildi korumak için yapılması ve dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
– Cilt sağlıklı tutulmalıdır. Bireysel olarak güneşten çok hoşlanılabilir ancak cildin sağlığı için bu konuda dikkatli ve ölçülü olunmalıdır. Güneşte kalınan süre kısıtlı tutulmalıdır.
– Güneş ışınlarının en kuvvetli olarak etki ettiği, 10:00 – 16:00 saatleri arasında güneş ışınlarına maruz kalınmamalıdır.
– Gökyüzüne bakıldığı zaman parçalı bulutlu olarak görünse de; güneş, bulutların arasından insanlara ulaşmaktadır. Ayrıca suyun içinde durulmasıyla da güneşten korunmuş olunmaz.
– Güneşe direkt maruz kalınacağı durumlarda, güneş kremi kullanılması çok faydalı olacaktır. Dışarıya çıkmadan en az 15 dakika öncesinde güneş kremi sürülmesi ve her 2 saatte bir yenilenmesi çok faydalı olacaktır. Yüzdükten sonra, terleme ve cildin havlu ile ovalanmasından sonra güneş kreminin yenilenmesi gerekmektedir.
– Vücudun; boyun, kulak ve göz kısımlarını gölgeleyici şapka kullanımı yada diğer önemsenen kısımların koruyucu giysi ile kapatılarak güneşe çıkılması önemli bir önlemdir. Güneş ışınlarını çok büyük oranda bloke edecek olan güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Şayet güneşte uzunca bir süre kalınacaksa; hafif, uzun kollu gömlek ve pantolon yada uzun etek giyilmesi, alınması gereken basit önlemlerdir.
Bronzlaşmaktan Kaçınılmalı
Güneş lambaları ve solaryum kullanılarak bronzlaşmaktan kaçınılmalıdır. Bronzlaşma hapları, güvenilirliği onaylanmamış olan haplardır. Ciltte yaşla birlikte birtakım değişiklikler görülmesi kaçınılmazdır. Ancak cildi korumak için yapılabilecek çok şey vardır. Ciltte herhangi bir endişe verici bir durum yaşanırsa mutlaka doktora görünmelidir.