İçindekiler
Çoğu zaman anne adaylarını düşünceye sokan durum ise nasıl doğum yapacaklarıdır. Doğum konusunda endişeye düşen ve son derece karmaşık duygular yaşayan anneler daha çok risk içermeyen durumlar da sezaryene başvurması gerekir. Hangi durumlarda doğum yapılıp yapılmadığı konusunda merak edilen sorular şu şekildedir;
Kişinin herhangi bir sıkıntısı yok ise normal doğum yapılması çoğu doktorun ortak fikirleri arasındadır. Bebeğin ters gelmesi, anne karnı içerisinde bebeğin yan pozisyonda olması, plasentanın ön kısım içerisinde yer alması, Kordonun bebeğin başında olması gibi durumlar da normal doğum daha riskli bir duruma dönüşeceğinden dolayı tercih edilmemesi gerekir.
Ayrıca tüm bunların yanı sıra bebek suyunun azalması, üçüz ve ya ikiz gebelikte ilk bebeğin kalçasının ön kısımda bulunması normal doğumu tehlikeye sürükleyen sorunların başında yer alabilir. Anne kemik yapısının dar olması, bel fıtıkları ve yüksek tansiyondan dolayı da çoğu zaman normal doğuma başvurulmamaktadır.
Sezeryan ile yapılan doğumun bazı sorunları olabilir. Sezaryan doğumun ilk sıkıntısı solunum yollarında görülebilir. Bebek anne karnı içerisinde bulunan sıvıda istediği oranda oksijen tüketimi gerçekleştiremez bunun sonucunda da doğum sonrasında solunum problemleri yaşabilir. Bu durum normal doğumda söz konusu değildir. Bebeğin vajinadan geçmesi halinde içinde bulunduğu sıvıda onunla beraber dışarı çıkar buda bebeğin solunum yollarında sıkıntı yaşamasını önler. Sezeryan ile doğan bebeklerin karşılaştığı solunum yolları sıkıntı genellikle geçici bir süreçtedir. Zamanla yapılan tedavi ve takiplerin ardından bu sorunların geçmesi mümkündür.
Sezaryen sonrasında anneler yeteri kadar beslenememektedir. Bu durumun akabinde beslenemeyen anneler bebeklerine de yeterli gıda takviyesinde bulunamazlar. Yeterli beslenemeyen bu bebeklerde ise sarılık hastalığı görülme riski yüksektir.
Normal doğum yapmak isteyen anne adayları bu konu için kendilerini yeteri kadar hazırlamaları ve kararlı olmaları en önemli noktalardan biridir. Bu durumun bariz örnekleri arasında toplum korkutmaları yer alıyor. Anlatılan hikayeler, bahsedilen acı durumu anne adaylarının normal doğumdan vazgeçmesini sağlıyor.
Epidural Anestezi ağrısız bir şekilde uygulanan ve sinirlerin omurilikten çıktığı bölgeye yapılan bir anestezi çeşididir. Bu anestezi sayesinde doğum anında çekilen acıların tamamen yok olmasını sağlayıp rahat bir doğum anı yaşatan sakinleştirici etkisi de bulunmaktadır. Epidural anestezi ile bel bölgesine kadar uyuşturulan anne doğum anında belden aşağısını hiçbir şekilde hissetmemektedir. Bunun dışında rahim ağzı açılana kadar beklenmekte ve ağrı kesici verilmektedir.
Tıbbi yöntemlerinde kullanıldığı bu esnada monitör aracılığı ile kasılmalar ve ağrı izlenmektedir. Bebeğin durumuna göre ıkınma yapılması önerilmektedir. Bu sayede annelerin doğum anında hiçbir sıkıntı yaşamadan rahat doğum yapması gerçekleştirilir.
Normal Doğumun Önemi ve Avantajları
Normal doğumun sezeryana oranla daha avantajlı bir hali olduğunu söyleyebiliriz. Bu avantajların ilk başında bebeğe hiçbir şekilde anestezi uygulanmadığı için önemli bir yeri olduğu da gözden kaçmayacaktır. Normal doğum sırasında bebek ciğerlerinde bulunan sıvıyı dışarı atmaktadır. Her hangi bir ağrı yaşamayan anne bu sayede bebeğini hemen emzirme imkânına sahiptir. Normal doğum yaptığından ötürü ağrı ile karşılaşmayan anne bebeğini direkt olarak beslediği için ileride sarılık riski olmasını da önlemektedir.
Normal doğum yapan annelerin doğumdan 24 saat sonra yani rutin kontroller ve bekleme süresi sona erdiği vakit taburcu olması da bu doğumun avantajları arasındadır. Kadınlar için en büyük avantajı ise hamilelik döneminde aldığı kiloları daha kısa bir zaman diliminde vermesidir.
