Erkeklerde Cinsel İşlev Bozukluğu iki türlü sınıflandırılır. Bunlardan birincisi psikojenik cinsel ilişkileri bozukluğudur. İkincisi organik cinsel ilişkileri bozukluğudur. Psikojenik cinsel ilişkileri bozukluğu hastanın yaşadığı kaygı, endişe, psikolojik durum, depresyon gibi nedenlerden dolayı altta hiçbir fiziksel, damarsal veya sinirsel bir neden olmadan ortaya çıkan cinsel işlev bozukluklarıdır. Cinsel isteksizlik ile ilgili konumuz sitemize ayrıca ele alınmıştır.
Organik cinsel ilişkileri bozukluklarında ise altta mutlaka damarsal, sinirsel veya başka hastalığa bağlı bozukluklar bedensel olarak mevcuttur.
Üçüncü olarak da hem psikojenik hem de organik bozukluğun bir arada görüldüğü cinsel işlev fonksiyon bozuklukları olabilir.
Erkeklerde cinsel işlev bozukluğu genelde ereksiyon bozukluğu şeklindedir. Yani sertleşme bozukluğu şeklindedir. Erkeklerdeki sertleşme peniste bulunan iki tane tüpün kan damarlarının o bölgeye sinir ulaklarının verdiği emirle kan damarlarının açılıp o iki tüpe kan dolmasıyla gerçekleşir ve bu kan burada hapsolur. Yapılan testlerde de bu iki yol incelenir. Yani hastanın penisine kan akımı normal mi yani buraya giden sinirler normal mi? Genelde testler bu iki yol üzerinedir. Örneğin; kan damarlarını incelemek için doppler ultrasonografi tetkiki kullanılır. Hastanın penise giden damarlarının açık olup olmadığı incelenir. Yine birtakım nörolojik yani sinirsel testler mevcuttur. Aslında tabii bütün bunların öncesinde hastanın medikal geçmişini yani tıbbi özgeçmişini de öğrenmek gerekir. Tıbbi özgeçmişte geçirilmiş cerrahiler hastanın başka bir kronik hastalığının olup olmadığı devamlı kullandığı ilaçlar incelenir. Çünkü bunların hepsinin cinsel işlev bozukluğu yapma riski bulunmaktadır. Yine hastanın altta yatan tansiyon, kalp rahatsızlığı veya kan yağlarında yüksekliği var mı diye yaptırılması gereken kan tahlilleri de vardır. Gerekirse bu kan tahlillerinden çıkan sonuçlara göre hastayı kardiyoloğa gösterip kalbinde bir problem var mı diye araştırmak isteriz. Çünkü cinsel işlev fonksiyon bozukluğu erkeklerde bir kalp rahatsızlığının ön belirtisi olarak da karşımıza gelebilir. Tüm bu testler tamamlandıktan sonra da hastanın teşhisi koyulur.
Cinsel işlev bozukluğu toplumda çok sık gözüken bir hastalıktır. Yapılan çalışmalara göre %30 oranında toplumda görüldüğü söylenmektedir. Kadınlarda ve erkeklerde aslında eşit oranda görülmemektedir. Kadınlarda örneğin Amerika’da yapılan bir çalışmada %40 bir oran saptanırken erkeklerde bu oran %30’a düşmüştür. Tabii kadın cinselliği uzun yıllar göz ardı edilen bir konudur. Uzun yıllar özellikle bunun bozukluğu da göz ardı edilmiştir. Son yıllarda hekime başvurunun artması sebebiyle kadın cinselliği daha çok araştırılır ve daha çok teşhis edilir olmuştur. Dolayısıyla kadın cinsel işlev bozukluklarının erkeklerden daha fazla olduğunu söylemek yanlış olmaz.
