Omurga kanalımız, omuriliğimizin geçtiği kanalların normal çapları vardır. Kişiden kişiye değişikler gösterebilir. Omuriliğimize yeterli bir alan sağlamak üzere yaratılmıştır. Bazı insanlarda doğuştan olarak kanal darlığı da olabiliyor. Bazılarımızda da omurgamızın doğal eskime süreci içerisinde omurgamızı bağlayan bağların stres altında yani yük altında kalmaları neticesinde nasıl ki elimizdeki bir deri çok iş yaptığımızda yük altında kalıp nasırlaşıyorsa bu bağlarda da kalınlaşmalar meydana gelir. Bu kalınlaşmalar sinire ait olan bölümü daraltırlar. Böylece sinirin yeteri kadar kanlanmasına engel olan kanal darlıkları meydana gelir. Bu öncelikle yandaki sinirin yer aldığı ve dışarı her omurgamızdan sağlı sollu her iki tane sinir çıkar. Bunların çıktıkları delikler daralır ve sinir bu çıkışta basıya uğrar. Ya da olay çok daha fazla ilerler. Omuriliğin ana gövdesi basıya uğrar. Her iki tarafta da sıkıntılar yaratır. Yani doğuştan olursa gençlerde, yaşlanmayla olursa yaşlılarda oluşan bir hastalıktır. Özellikle yaşın ilerlemesi, hayat kalitesinin yükselmesi neticesinde ileri yaş grubunda bu hastalığı çok sık görüyoruz.
Kanal darlığının belirtileri uzun mesafe yol yürüdükten sonra bacaklarımızda uyuşma, karıncalaşma, güçsüzlük oluşması halidir. Bu belirtileri dünyada ilk kez tarif eden bir Türk doktoru Prof. Dr. Ahmet SARPYENER’dir. 1945 yılında bunu yayınlamıştır. Omurilik kanalının darlığıyla bacaklarda oluşan uyuşma, karıncalaşma ve güçsüzlükler arasındaki ilişkiyi ilk kuran Türk hekimidir. Bu hastalığın diğer adı da vitrin hastalığıdır. Yaşlı insanlarda uzun süre gezdikleri zaman ayaklarında bu meydana gelir. Daha sonra vitrine seyrederler. Şikayetleri geçer, ayakları yeniden kanlanır, canlanır, güçlenir. Tekrar devam ederler. Durduklarında vitrin seyrettikleri için buna bir nevi vitrin hastalığı denir. Sinirlerimiz bütün organlarımız gibi faaliyetleri esasında kan kullanır. Oturduğumuz zamanki kan ihtiyacıyla, yürürken ya da koşarken ki kan ihtiyacı aynı değildir. Yani boşta çalışan bir arabayla 1.-2. Vitesteki motorun ihtiyaç duyduğu benzin miktarı nasıl fark ederse hareketimizi arttırdığımız zaman omuriliğimizin daha fazla kan kullanması gerekir. Kanın fazla gelmesi için kan damarının genişlemesi gerekir. Eğer omuriliğiniz dar, kan damarınız da genişleyemiyorsa daralmış yere giren kan miktarı az olduğu için göreceli olarak omurilikte kansızlık yaşanır. Bahsettiğimiz karıncalaşma, uyuşma olur. Zaman içerisinde darlık fazla artarsa da sinirde kayıplar meydana gelir.
